“Yıl: 2041
Bir baba ve çocuğu kendi aralarında konuşur.
Çocuk: Baba eskiden denizlerde ne tür balıklar vardı..
Baba: Masmavi derinliklerde orfozlar taşlarından çıkıp dalanları selamlardı yavrum. Sinaritler sessizlikte bu lacivert sonsuzluğun kralı benim dercesine yaklaşırdı insana. Sargozlar sürü halinde takip ederlerdi iri olanları.
Çocuk: Keşke şimdi de görebilsek..”
Belki komik geliyor farkına varamıyoruz ama bu konuşmaları yaşayacağız. Trol, gırgır ve bir çok bilinçsiz avlanma sebebi ile denizlerimizde 20-30 yıl içinde balık kalmayacak.
Sizlerle ilerde çok işinize yarayacak bir video paylaşıyorum. Bu videoyu iyi saklayın, 30 yıl `belki daha bile erken` bu videoyu çocuklarımıza izleteceğiz ve işte bu balıklar vardı ama biz bitirdik diyeceğiz..
Çocuklarımıza daha güzel bir gelecek için daha çok okuyup, daha çok izleyip, daha çok araştırıp bilgilenelim ..
Kulağımda olan rahatsızlık nedeni ile dalış yapamadım ve sizlere çok fazla video hazırlayamadım bu dönemde. Siteyi güncel tutmak ve arşiv oluşturmak için bir kaç araştırma yapıyorum. Önümüzdeki günlerde bunları sizlerle paylaşacağım. Bu arada Turkcell Blog Ödülleri 2011 yarışmasına katıldım. Bana başarılar dileyin 🙂
2010 yılında Gökçeada’da yapılan Türkiye Şampiyonasını görüntülemek için gittiğimde dalış yapma fırsatı buldum. Dalış yaparken bir taşın içinde gördüğümüz böceği görüntüleyelim derken yandaki taştan çıkan mığrı enteresan bir görüntü sağlamıştı. Fakat böcek, mığrının bu bir anda kameralar karşısına geçmesini kendisine yediremedi ve tepkisini ortaya koydu.. 🙂
Kulağımda oluşan problem nedeni ile 4 haftadır dalış yapmıyorum ve çok fazla video paylaşamıyorum. En kısa zamanda tekrar dalışlara başlayıp sizlerle çekimleri paylaşacağım.
1950’li yıllardan beri Zıpkınla balık avı yarışmaları tüm dünyada yapılmakta. 1954 yılında İtalya’nın kuzeyinde bulunan Sestri Levante bölgesinde Dünya Şampiyonası 6 ülkenin katılımı ile yapılmış. Yaklaşık 3 ya da 4 kez Türkiye’de de yapılan Dünya Şampiyonaları yerel gazetelere de konu olmuştur.
60 yıllık bir süreçte teknoloji ve bilgi ne kadar çok gelişti ise, takımlar da kendilerini eğiterek becerilerini ve başarılarını pekiştirdiler. Fakat basının eskisi kadar ilgisi yok. Her ne kadar 3 tarafı denizler ile çevrili bir ülke de olsak sanırım gereken önemi bir biz veremedik.
Sadece son yıllarda sosyal ağların güçlenmesi ve forumlar sayesinde bilgi paylaşımı hızlı ve kaynaklara ulaşım bir o kadar kolaylaştı. Bunlar sayesinde artık zıpkınla balık avı sporu Türkiye’de de hak ettiği saygıyı ve ilgiyi görmeye başladı. Geçtiğimiz sene Hırvatistan’ın Mali Losinj şehrinde yapılan Dünya Şampiyonasına katılan Milli takımımız (Antr. Koray Demirel, Sporcular: Hakan Gencer, Sabri Kılıç, Recep Aslan) bugüne kadar alınan en iyi derecelerden birisini alarak 9. sırada ülkemize dönmüştü.
Bu sene 16-18 Eylül tarihleri arasında Portekiz’de yapılacak olan Euro-Africa Şampiyonasına aralarında Milli takımımızın da (Adnan Kalça, Ahmet Tekin, Hüseyin Taşdibi, Barış Ercantan) bulunduğu 14 takım katılacak. Federasyonların ve Sponsorlarının desteği ile bölgeyi etüd etmeye başlayan ülkeler var.
Konuyu fazla dağıtmadan yazımı bir örnekle bitirmek istiyorum. Kıyı komşumuz Yunanistan; 1950’li yıllardan beri zıpkınla balık avı yarışmalarına katılıyorlar ve bunları arşivliyorlar. Bu sporda o kadar deneyimli, bilgili ve hırslılar ki bu spora sevdalı bir insan olarak özenerek izliyorum. Belki Şampiyonlukları henüz yok ama bir çok dereceleri var. Eminim önümüzdeki yıllarda bir şampiyonluk da götüreceklerdir ülkelerine.
Bizim ise kat edilecek çok yolumuz var. Bu yol çok kısa bir sürede aşılabilir, tabi Federasyon’un, Basının ve Firmaların destekleri ile..
Kaynak: spear-fishing.gr, sualtiavcisi.com, milliyet.com.tr