Serbest dalış sporunun atası sayılan sünger avcıları geçimlerini denizin onlarca metre aşağısından çıkarttıkları süngerler ile sağladılar. Hayatları uğruna bir çok tehlikeyi göze alarak Ege’nin ve Akdeniz’in lacivert derinliklerine doğru yola çıktılar.
Bunun anısına Osman Bilgin Abi’nin çektiği, uluslararası sulardaki bir sünger avcılığı videosunu paylaşıyorum sizlerle.
Aksona Mehmet diyor ki; Denizin gücü sonsuzdur. O, insana doğanın gücüne saygıyı, sonsuz enerjisinden yararlanmayı öğretir. Kim, denizin dilinden anlar, kim, onunla uyumlu yaşar, deniz ona hayatın her türlü nimetini bağışlar.
Denizin dibi öylesine büyülüdür ki ben ne zaman dalsam, hep şu efsanelerdeki denizkızları gerçek olsaydı da karaya hiç ayak basmasaydım, derim.
Deniz, büyük önderimiz Atatürk’ün hedef olarak gösterdiği çağdaş uygarlığa giden en kestirme yoldur. Yeryüzünde denize sırtını dönmüş tek uygar ülke yoktur.
.
Mavi Yolculuk, suyun derinliklerinden gücünü alan insanları Ege’nin berrak mavisiyle buluşturur. Mavi’nin yolcuları hayatın ne kadar yaşanası olduğunu bir kez daha keşfederek evlerine dönerler
Yüreği insan ve deniz sevgisiyle dolu yeryüzünün bütün insanlarına kucak dolusu selamlar olsun…
Su altı insanı büyüleyen bir yaşam alanı. Canlı çeşitleri, renklerin parlaklığı insanı resmen kendisine aşık ediyor. Belki bu yüzdendir su altındaki yaşamı, ve verdiğimiz savaşı görüntüleme sevdamız. Tüple dalan dalgıçlar genelde zıpkıncıları sevmezler. Nedeni oraya ait olan bir canlıyı avlamamızdandır. Ama denize, sualtı yaşamına bizim kadar saygı gösteren başka deniz sevdalıları yoktur eminim.
Şimdi size sevdiğim ve takdir ettiğim bir kişiden bahsedeceğim; Aydın Mevsim. İşte bu sualtına duyduğumuz saygıyı ve aşkı en iyi örnekleyebileceğim insanlardan birisi. Kendisi hem bir zıpkıncı, hem de sualtı fotoğrafçısıdır. (Yeni başlamış olmasına rağmen, çekimlerinin kalitesi bu ünvanı ona verme hakkı doğuruyor bana)
Kendi fotoğraflarından bir kaç tanesini sizinle paylaşmak istiyorum.
Kendisinin çok da iyi bir zıpkıncı olduğunu ayrıca belirtmeme gerek yok. Video’yu izlediğinizde anlayacaksınız.
Havanın soğukluğu yüzünden insanın hiçbir şey yapmak istemediği günlerdeyiz. Hafta sonu geldiğinde oturup kara kara düşünüyorum dalışa mı gitsem yoksa sıcak yatakta yatsam mı diye? Tabi genelde kararım dalışa gitmekten yana oluyor ve hava 0 dereceyken kendimi 11-12 derece suda buluyorum.
Her ne kadar saatlerce titreyerek suda ve bot üstünde kalmış olsak da döndüğümüzde çektiğimiz bir fotoğraf “evet bu güne değdi” dedirttirebiliyor.
Muharrem Abi ile yaptığımız kamera aparatlarındaki düzenleme bitene kadar çekim yapma fırsatım olmamıştı. Geçtiğimiz hafta deneyebildim ve gerçekten çok kullanışlı olmuş. Bir kaç video çektim fakat anlatımlı şekilde kısa olacağını düşündüğüm için şimdilik bekletiyorum.
Onun yerine sizlere kısa bir video hazırladım. Umarım hoşunuza gider. Bu arada videoda kullandığım müzik için Fatih G. Aydoğduoğlu’na çok teşekkür ederim.