Bu sene 30 uncusu yapılan organizasyona bildiğiniz gibi Milli Takım ile ben de katılma fırsatı buldum. Deep Master’ın ana sponsor olduğu organizasyon Yunanistan’ın Syros adasında gerçekleştirildi.
Federasyonumuz yarışmadan yaklaşık 14 gün önce kafileye izin verdi ve 6 sporcu, 2 yönetici olarak yola çıkmak için hazırlandık.
Birebir yaşadığım için detaylı yazmaya çalışacağım ki herkes fikir sahibi olsun.
Başta belirtmem gerekir ki yarışmadan 14 gün önce gidebilmek iyi bir süre. Gerçekten bölgeyi çalışabilmek için iyi zaman. Bizler de hazırlıklarımızı yapıp Bodrum’da buluşmak üzere yola çıktık. Planımız Bodrum’dan Kos’a. Kos Adasından da feribot ile 8 saatlik bir yolculukla Syros Adasına geçmekti.
Güzel Syros Adası
Gece saat 4’te Syros’a vardık ve kalacağımız aparta doğru yola çıktık. Syros küçük bir ada. Merkezi Hermopolis, bizim kaldığımız yer ise Galissas diye bir yer. Bütün organizasyon Galissas’da gerçekleşeceği için yakın bir yer seçtik. Sabah kalkar kalkmaz ilk işimiz bir araç kiralamak oldu ve sonrasında bot kiralamak için bölgeyi gezmeye başladık.
Hava estiği zaman 4-5 havada bile baya gürültü koptuğu için güvenlik amacı ile tek büyük bir bot kiralamaya karar verdik ve 6.5 metre, 200 beygir bir bot kiralayıp, balık bulucumuzu monte edip çalışmalara başladık.
Yarışma 2 Ana Bölge ve 1 Rezerv Bölge’den oluşuyordu. Zone A ilk gün, Zone B ikinci gün için belirlenmiş ve bir de hava muhalefetine karşı Rezerv bölge belirlenmişti. Meranın çok berrak ve derin olduğunu biliyorduk. Gerçekten de zaman zaman 35 metreye kadar görüş olan yerler vardı.
Çalışmalara başladık ve Zone A’da 2 adet 2-3 kg arası müren, bir kaç tane güzel grida, 3 adet 5 kilo üzeri orfoz ve 2 adet 10 kg üstü orfoz belirledik. Bir iki bölgede sargozlar belirledik. Sıfır kıyıdan, maksimum 52 metreye kadar bölge tarandı. Ben genellikle 30 metre üstünü, 40 – 42 metreye kadar sabit ağırlık taradım. Turan değişken ile 50 – 52 metrelere kadar taradı. Gerçekten balık bulmak zordu.
Zone B biraz daha zor bir meraydı. 2 iri orfoz, bir kaç grida dışında çok balık bulamadık. Kıyıda kefaller vardı fakat geçeceği şüpheliydi.
Çalışmalarımıza son 2 gün kalana kadar devam ettik. Yavaş yavaş tüm takımlar da toplanmaya başladı. Perşembe sabahı organizasyonun yapılacağı Dolphin Bay otelimize geçiş yaptık. Cuma günü teknik toplantı ve kayıt işlemleri yapıldı. Planımız hazırdı, benim bulduğum müren ve Sedat’ın bulduğu iri orfoz bizi heyecanlandırıyordu.
Sabah kalktık ve hazırlanmaya başladık. Ben Gökay’la, Murat Hoca Kazım’la ve Cansın Turan’la botta bulunacaktı. Turan ve Gökay 5 metre – 80 hp’lik botlarda, Kazım ise 5.70 – 150 hp bir botta yarıştı.
Bizim planımız ilk önce iri orfoza bakıp, sonrasında diğer balıklara bakmaktı. Yarışma başladı, çok geniş olan merada orfoz’a giden yoktu ve Gökay’ı burunda bıraktık. Balık oradaymış, çok güzel bir dalışla 15 kg’a yakın balığa yaklaşmış fakat balık atış şansı vermeden taşa girmiş. Fener kullanımı yasak olduğu için de balığı bulamadık. O bölgede dalış yaparken 33-34 metrede güzel bir kaya levreği vurdu Gökay. Tekrar dalış yapıp balığı çıkarttı. Dalışa ve noktalarımıza bakmaya devam ettik. Bu sırada güzel bir Iskaroz vurdu. Botlarda tartı bulunması serbest fakat vurulan balığın atılması yasaktı. Iskarozu tarttık ve 510 gr. geldi (puan)
Daha sonra da bir ıskaroz daha vurdu biraz daha ufaktı fakat ceza gelmeyeceğine emin olduğumuz için torbaya attık.
Yarışma bitti, çok balık olduğunu duyuyorduk ve gerçekten öyleydi. 64 metrede vurulan dev bir orfoz, 58 metreden gridalar, 60 metreden bir şeytan…
Tartıya geçtik. Turan’da bir grida ve bir lipsöz vardı. İkisi de puan aldı. Gökay’ın eşkina puan aldı fakat 510 gr gelen ıskaroz malesef su kaybetmiş 490 gr ile nötr geldi. Diğer ıskaroz zaten nötrdü ve biz günü 3 balık ile kapattık. Kazım’da balık yoktu.
Mera çok derindi ve arkadaşlarımız yoruldu gerçekten. İkinci gün sporcu değişikliği yapılmadı ve aynı sporcular bota bindiler.
Dediğim gibi ikinci gün merası biraz daha zordu. Bütün gün çabaladılar, uğraştılar hatta Turan ufak bir barotravma geçirdi ve yarışmayı kıyıda tamamlamak zorunda kaldı. Gün sonunda maalesef hiç balık yoktu. 3 sporcu da boş çıkınca ilk gün 11. sırada kapattığımız yarışmayı 2. gün 16. sırada tamamladık.
Değişken ağırlık sistemi zor bir sistem, kolay gibi görünse de dikkat edilmesi gereken çok nokta var. Özellikle bu dünya şampiyonası standartların çok üzerinde, çok ekstrem geçti. Genelde 50 metre üzerinde vurulan balıklar yüzünden bir çok sporcu dalış sonunda oksijen solumak zorunda kaldı.
Önemli olan sağ salim yarışmayı tamamlamaktı tabi, en azından herkes Türk Milli Takımı ne kadar düzgün diye söyledi. Bayrağımıza, ülkemize yakışır bir şekilde gittik ve döndük.
Ülke olarak iyi sporcularımız bulunsa da sistemin biraz değişmesi ve dünyadaki sponsorluk sistemlerine adapte olunması gerekiyor bence.
Bu şekilde önümüzdeki yıllarda başarı kaçınılmaz olacaktır.
Yoğun geçen bir kamp sürecini atlattık. Yazı yazmak için anca fırsat bulabiliyorum. Bir önceki yazımda sizlere anlattığım gibi 1 hafta boyunca bazı bilgi becerilerimiz ile test edildik. Serbest dalış becerileri, balıkavı yarışmaları düzenlendi. GPS ve Balık bulucu eğitimi aldık. Her şey çok güzeldi fakat maalesef bölgede balık olmadığından yarışmalar sonunda 1 balık vuran bile çok şanslı konuma gelmiş oldu.
Kimsenin hakkı yenmedi, herkes çalıştı, çabaladı ve sıralamayı oluşturdu.
Kamp benim açımdan şanssız geçti. Sadece son gün balık vurabildim, o gün de Turan Melih Aydıner çok balık vurduğu için çan eğrisinde puanım çok düştü.
Sıralama şu şekilde oldu.
Yine de…
Federasyonumuzun bu sene 6 sporcu götürme düşüncesi sayesinde yedek sporcu olarak Milli Takıma girmeye hak kazandım.
6 yıldır yarıştığım Zıpkınla Balıkavı yarışmalarında sonunda isteğim, hedefim gerçekleşiyor ve Yunanistan’ın Syros adasında yapılacak olan Dünya Şampiyonasına göğsümüzde Ay-Yıldızlı formayı gururla taşıyarak yol alıyor olacağız.
Kim yarışırsa yarışsın, gerçekten hak ettiği için orada ter dökecek ve umuyorum en iyi dereceyle Türkiye’ye dönüyor olacağız.
Detayları buradan sizlerle paylaşıyor olacağım.
2010 yılından beri Zıpkınla Balıkavı yarışmalarına katılıyorum. Türkiye’nin en iyi zıpkıncıları takım arkadaşım oldu, bir çok derece, ödül kazandık. Bölge dereceleri, Türkiye dereceleri derken kendimi hep o Milli forma içerisinde görmek istedim. Son 2 yıldır çok yakındım ve bu sene Türkiye Şampiyonasında 7. olarak Milli Takım Aday Kampına katılmaya hak kazandım.
İşin buradan sonraki kısmı çok daha zor. Türkiye’nin en iyi 10 zıpkıncısı olarak önümüzdeki hafta cumartesiye kadar bir çok alanda eğitim alarak, becerilerimiz kontrol edilecek.
Serbest Dalış
Sonar ve GPS Eğitimi
Zıpkınla Balıkavı Yarışmaları
vb. gibi bir çok konuda çalışacağız.
Eminim Fethiye’de gerçekleşecek bu bir haftalık süreç içerisinde hakeden herkes Milli Takım forması ile Yunanistan’da var gücüyle yarışacak.