Vee bir yılın daha sonuna geldik.. Acısıyla, tatlısıyla, gülmesiyle, ağlamasıyla bir yıl daha bitti. Hayat çok ama çok hızlı devam ediyor. Aslında çok hızlı akan bir nehir gibi, zaman zaman kenardan sarkan bir ağaç dalına tutunup dinlensek de bizi de üzerinde hızla sürüklüyor..
Yeni yıl bize daha fazla umutla yaklaşıyor. Çünkü oğlumuz 2015’de aramıza katılacak nasipse.
Umarım 2015 sizlere de istediklerinizi verir.. Başarı isteyenlere başarı, sağlık isteyenlere sağlık.. Levrek isteyenlere levrek, sinarit isteyenlere sinarit 😀 Yalnız kefaller Gürol Abimin. 🙂
Neyse bakalım, saatler hızla ilerliyor..
Hepinize mutluuuuuu yeni yıllar dilerim.
I just want to thank you for beautiful images and showing us “how to be a good spearo” Anvar.
Anvar’ın hazırladığı Derin Zıpkınla Balıkavı Ansiklopedisi bölümlerinden birisini paylaşıyorum sizlerle. Eminim tüm seriyi heyecan ile izlemişsinizdir. (izlemediyseniz mutlaka izleyin) Seri gerçekten çok keyifli ve bilgi dolu. Fakat özellikle bu bölüm çok önemli. Anvar’ın bunu Türkçe hazırlaması ayrıca mutlu etti beni. Çünkü ülkemizde her gün azalan balık popülasyonu, her gün dalmaya yeni başlayan insanların olması gibi nedenlerle bilgi düzeyi çok düşük. Aslında burada bize de çok iş düşüyor, Anvar bunu başlatmış ve başarmış diyebilirim.
Saygı..
Denize ve avımıza ne kadar saygı duyarsak, deniz de bize o kadar saygı duyar. Siz ne kadar korursanız, o da sizi o kadar korur.. Zıpkıncı olmak, eline bir zıpkın alarak önüne gelen her balığı vurmak değildir. Video’da anlattığı gibi; iyi bir yer mi buldunuz, balığın soyunu kurutana kadar avlamayın. Ailenizin, eşinizin dostunuzun karnını doyuracak kadar balık vurun. Katliam yapmayın.. 500 gr, 1 kiloluk orfozları avlamayın. Ben vurmazsam illa birisi vuracak diye düşünmeyin..
Denizi en çok bizim sahiplenmemiz ve korumamız lazım, çünkü en iyi bizler görüyoruz..
Neyse aslında daha çok şey yazılır ve konuşulur.. Ama buradan yeterli gelmez. Farklı projeler ile bunları geliştirmek gerekir.
Ben susayım ve sizleri Anvar’ın muhteşem Türkçesi ile başbaşa bırakayım 😀 (Just kidding, you’re great Anvar)
Hayat çok garip aslında. Yaşadığımız olaylar hep birbirine bağlı. Gittiğimiz bir yerde gördüğümüz bir sahne, dinlediğimiz bir müzik bir anda kafanızda bir fikrin parlamasına sebep olabiliyor ve bu fikir hayatınızı komple değiştirebiliyor. Bu bana çok sık oluyor, hayatın genel stresi içerisinde binlerce düşünce arasında duyduğum bir müzik çok değişik fikirler bulmama sebep olabiliyor.
Bu düşüncelerde kaybolurken genelde kendimi dalışla ve balıklarla ilgili şeyler düşünürken bulduğumu fark ediyorum. Deniz.. Dünyanın en sakin, en fırtınalı, en huzurlu ve aynı zamanda en korkunç yeri.. Aynı hayatımız gibi..
Geçtiğimiz günlerde paylaştığım videolar ile ilgili bir bilgi yazmıştım. Artık Youtube üzerinden sadece tek balık vurma videolarını paylaşacağım, bunun dışında “eski” alışmış olduğunuz tarzdaki uzun videolarımı Vimeo üzerinden paylaşmaya devam edeceğim. Tabii tek bir farkla. Bu videoları artık biraz daha profesyonel, biraz daha sanatsal hazırlamaya çalışacağım.
Yapmaya çalıştığım şey şu;
Ben bir katil değilim, serbest dalış ve zıpkınla balıkavı benim hobim. Normal insanlardan tek farkım bu hobiyi hayat stili olarak yaşamam. Ben gece balık vurmam, ip çekmem, yasak yere dalmam.. Haftanın bir günü, işteki yorgunluğumu, stresimi atmak için dalarım.. Nefesimi tutarım ve bütün hafta kaybolduğum düşünceler içerisinden bir tanesine yoğunlaşırım.. O andan keyif almak..
Şimdi son çekimlerimden hazırladığım bir videoyu paylaşıyorum sizlerle.. Yorumlarınız çok önemli ve değerli, beğenirseniz ve paylaşırsanız çok mutlu olurum. Umarım keyifle izlersiniz 🙂
Lost In Thought from Gokhan Senses on Vimeo.